Slayt


Fatih Murat Arsal Kara Gönül Çelen ZORAKİ KOCA ŞAHANE GELİN & FATİH MURAT ARSAL Harlequin Kasım Ayı Kitapları Karanlığın Efendileri Fatih Murat Arsal BENİ BIRAKMA

23 Eylül 2013 Pazartesi

S.S Atıcı Kimliksiz


Buraya ne yazarsam yazayım içimdekileri tam ifade etmeyecek asla bunu biliyorum. 
Bu hikaye Bu karakterler ( Öncelikle tabiki esas adam Deryal ) benimle bir bütün oldu resmen .
Deryalin kızgınlıkları, duygusal karmaşaları, geçmişindeki karanlık yönleri ve yaşadığı acılar hepsini tam Yüreğimin içinde hissettim.

Ünlü yazarlardan da kitaplar okudum, Yarattıkları karakterlere hayran ve aşık oldum Fakat Deryal hepsinini Bastırıp teklifsizce 1 numaraya yerleşti :) Zaten kitabı okuduğunuzda ne demek istediğimi çok daha iyi Anlayacaksınız.

Bu yazar kesinlikle tanınmalı ve kitapları okunmalı... Şimdilik sadece E-Kitapları mevcut ama henüz net birşey Söylemese de içinden bir his çok ama çok yakında Kimliksiz hikayesini Kitap olarak parmaklarımızın Arasında tutacağımızı söylüyor en büyük temennim bu yönde. Bu hikaye basılmalı ve daha fazla Kitap Sever'in bu hikayeyi keşfetmesi lazım.

Kimliksiz: Deryal karakteri her şeyiyle beni öyle derinden etkiledi ki anlatamam...Beğendiğim bir çok Kitabın ardından 1-2 gün kafam meşgul olur ama Kimliksiz hiç abartısız 1 ay aklımdan çıkmadı yaaa.. Deryal’in Tavırları, saplantıları en öfkeli ve raydan çıkmış haliyle bile burcuyu görünce bambaşka bir adam Oluşu, Mutfakta harikalar yaratması bende hayranlık ötesi bir duygu oluşturdu... Hala aklıma geldikçe elime Alıp okurum en sevdiğim yerleri tekrar tekrar gözden geçiririm... Deryal yüzünden yıllardır duyduğum aşina Olduğum ve benim için hiç bir anlamı olmayan Erkin Koray - Arap Saçı şarkısı bile bambaşka bir anlam Kazandı benim için. Ne zaman dinlesem içim parçalanıyor Deryal'in o yıkılışı ortalığı dağıtışı her saniyesi ile Gözümde canlanıyor . Deryal benim için ömrümün sona kadar 1 numara ... Hani bazı yazarlar vardır 1-2 Hikayesini okuduktan sonra Sırf o yazdı diye ne olsa alırsınız okursunuz hiç şüphe duymazsınız. S.S Atıcı Benim için onlardan biri, tereddütsüz ne yazsa okurum .Umarım Kimliksiz'in kitap olarak basıldığı günleri de Görürüz, Kitaplığımda görmek için sabırsızlanıyorum. Sevgiler. Ve ayrıca Herkesin En az bir kere okuması Gereken bir hikaye bence okunmaması büyük kayıp. ŞİDDETLE TAVSİYE EDİYORUM.








Kitap Adı: Kimliksiz
Yazar: S.S Atıcı
Tür: Aşk/Macera
E-Kitap Sayfa: 381

Konusu:
Karanlık bir geçmişle ve acımasızlığıyla nam salmış, azılı bir suçlu olan Deryal Yiğit kendi çöplüğünden bir krallık yaratmıştı.Kadınlara değer vermeyen, garip takıntıları ve sadece kendine sakladığı sırları olan
Deryal'in hayatına Burcu bomba gibi düşmüştü. 
Burcu, onun yeni takıntısı mı, Oyuncağı mı, yoksa hayatının yörüngesini tamamen değiştirebilecek olan tek kadın mıydı?

Peki ya Burcu ondan ne istiyordu? 
Tüm cesaretini toplayıp kendisini Deryal'in hayatına dahil etmişti ya da etmek zorunda kalmıştı... 
Peki ya Deryal'in hayatından kolayca çıkabilecek miydi? Ya da çıkmak isteyecek miydi?
Omuzlarına binen tonlarca yükün arasında aşkı kaldırabilecek miydi?



Alıntılar.

***
“Şu Etiler’deki alışveriş merkezine gidiyoruz. ”dedi Deryal, dirseğini cama dayamış, yüzünde keyifli bir gülümseme yola bakıyordu. "Neydi adı?” dedi kaşlarını hafifçe çatıp.

“Akmerkez” diye araya girdi Şirin.

“Evet. Oraya. ” dedi Deryal başıyla onaylayarak.

“Ne işimiz var orada?”diye sordu Adem, gözlerini yoldan ayırmadan.

“Gidince görürsün. ”

“Bilmece gibisin bu sabah. ”dedi Adem. Sesinin tonundan öfkesinin geçmediği belli oluyordu.

“Alışveriş yapacağız. ”dedi Deryal düz bir tonla. Adem, Deryal’e dönüp baktı.

“Kime?”diye sordu kaşları havada. ”Ve ne alışverişi?”

“Bana!”dedi Deryal. ”Kıyafet alacağız”

“Niye? Terzin mi öldü?”Deryal, Adem’in sözleri üzerine güldü. 
Aslında Adem’in bunu söyleyiş biçimine güldü. Adem bunu inanarak sormuştu...



*** İşte bu alıntı ile S.S Atıcı ve Kimliksiz hikayesini ve diğer hikayelerini tanıdım ***
***ve tanıtmayı kendime görev bildim.***

Deryal, kısık sesle edilen bir küfür duyduğunda kaşlarını çattı. Burnuna bir yanık kokusu
geldi ve gözlerini hızla açtı. Gözlerinin önünden koyu gri dumanlar geçince rüya gördüğünü
düşünüp gözlerini tekrar kapamak üzereydi ki atılan bir çığlık onu yerinden sıçrattı. Doğrulup
gözleri mutfakla buluştuğunda dünyası başına yıkılmış gibi oldu.
“Aman Allah’ım. ”dedi ve başını ellerinin arasına aldı. ”Aman Allah’ım. ”dedi bir kez daha.
Kabus görüyor olmalıydı. Bunun başka bir açıklaması olmazdı. Şu an gözlerinin gördüğü,
beyninin algıladığı şeyler olmuş oluyor olamazdı. Buna inanamıyordu.
Burcu, şiddetle öksürmeye başladı, kazağının kolunu ellerini bir eldiven gibi kaplayacak
şekilde çekiştirmiş, bir elini burnuna dayamış diğer eliyle tavadan çıkan dumanları kendisinin
etrafından savurmaya çalışıyordu.
Deryal, bir anda ayağa fırlayıp hızlı adımlarla mutfağa doğru ilerledi. Çıplak ayakları
zeminde hiç ses çıkarmıyordu. Bir dirseğini dumandan etkilenmemek için burnuna dayamıştı.
Genç kız hala Deryal’i fark etmeyerek dumanları savurmaya devam ediyor, kazağın altında
kalan boğuk sesiyle bir şeyler mırıldanıyordu öfkeyle. Deryal, hiç bir uyarı vermeden onu
sarıp, yüzünü kendi göğsüne gömünce bir çığlık atıp, yerinde sıçradı.
Deryal, genç kızla birlikte pencereye doğru ilerledi. Burcu, yüzü Deryal’in göğsüne
gömülmüş hiç itiraz etmeden ve sürekli bir halde öksürerek kör adımlarla Deryal’in
yönlendirmesine izin vererek ilerledi. Deryal, straforu çekip pencereyi açtı, sabah soğuğu bir
anda içeri doldu ve dumanı hızla soğurmaya başladı. Genç kızın başını tutup açık pencereden
içeri süzülen soğuk hava dalgasına çevirdi. Kız, hala öksürüyordu. Deryal, onun öksürüğünün
şiddetinin azalmasını dişlerini sıkarak bekledi. Gözleri dumandan sızlamış, sulanmıştı.
Boğazında yakıcı, zehir gibi bir tat oluşmuştu.
Genç kız, öksürüğü azaldığında ellerini beline koymuş, kaşlarını sinirle çatan ve gözleri
dumanın etkisiyle hafifçe kızarmış ve sulanmış Deryal’e gözlerini suçlu bir edayla kaldırdı.
Burcu’nun yanakları pembemsi bir renk almış, menekşe rengi gözleri sulanmanın etkisiyle
jöle gibi titriyordu.
“Ne halt ediyorsun?’diye sordu Deryal ürkütücü bir sakinlikle. ”Sen ne halt ettiğini

sanıyorsun?”sesi bir perde daha fazla çıkmıştı.

“Sana-”dedi genç kız sesi titreyerek.
“Sen bizi öldürmeye çalışıyordun, anladım. ”dedi Deryal onun sözünü bir patlama noktasının
eşiğinde olduğunun habercisi sesiyle keserek.
“Hayır! Ben”
“Sen ne? Sen? Sen? Ne?”Deryal, boğazındaki yanmaya bir nebze olsun faydası olabilmesi
için boğazını sertçe temizledi. ”Şu mutfağın haline bak. ”gözleri genç kızın titreyen
gözlerinde, bir eli mutfağı işaret ediyordu.
“Sadece. . ”
Deryal, genç kızı omuzlarından tutup kenara itti kabaca. Yanından hızla geçip banyoya
doğru ilerledi. ”Allah aşkına sus!”Yüzünü yıkadı, kuruladı ve genç kıza baktı. Kız, bir idam
mahkûmundan farksız bir görüntü sergiliyordu. Havlunun bir kenarını başını sinirle iki yana
sallayarak ıslattı ve genç kıza doğru ilerledi dişlerini gıcırdatarak. Genç kızın nasıl olup da
becerebildiğini anlayamadığı yüzüne bulaştırdığı lekeleri-ve hatta küçük bir peynir parçasınıtemizlemeye
başladı. Genç kız, başını çevirmek istese de Deryal’in çenesini sıkıca tutan diğer
eli buna izin vermiyordu.
“Eğer beceremiyorsan bir işe kalkışmayacaksın! Nasıl olup da bu kadar beceriksiz
olabiliyorsun?”Deryal’in sözleri üzerine genç kız hışımla onun elinden kurtuldu, sinirle ve
kırgınlıkla dudaklarını büzdü.
“Al mutfağını başına çal!”dedi ellerini beline koyarak bir dövüşe hazırlanır gibi bir ayağı
önde tetikte bekliyordu. Deryal’in öfkeli duruşu bozulmayınca tekli koltukta duran beyaz
montunu almak için topukları üzerinde döndü. Ayaklarını cilalı zemine vurarak ilerledi.
“Sana sürpriz yapıp kahvaltı hazırlamak isteyende kabahat. ”dedi bağırarak ve çıkıp gitti.
“Siktir git!”dedi Deryal, kapalı kapıya doğru ve havluyu yere fırlattı sinirle. ”Kahvaltıymış.
”diye homurdandı. Homurtularının arasında savaş alanına dönen mutfağa doğru ilerledi.
Tavadaki kömürleşmiş, sucuk olduğunu tahmin ettiği yabancı maddeden çıkan dumanlar
azalmıştı. Mutfak kısmındaki tezgahın üzerinde domates, salatalık ve yumurta kabukları,
üzerinde yumurta olduğunu görebildiği – ve bir taneden fazla-ve kahvaltılıkların bir kısmının
üzerinde olduğunu tahmin ettiği kirli bir bez, kirli kaplar duruyordu. Mutfağı diğer
bölümlerden ayıran tezgahın üzerine çevirdi bakışlarını.
Özenle hazırlanmaya çalışıldığı belli olan kahvaltılıklar, yamuk yumuk kesilmiş şekilsiz
peynir çeşitlerinin bulunduğu kocaman kayık bir tabak. Domates veya domates ezmesine

benzeyen şey, yanında küp, prizma şekilli salatalıklar.

“Yaratıcı. ”dedi Deryal elleri belinde. Ama son darbe, üzeri bıçakla kazınmış olan fazla
kızarmış ekmeklerdi. Deryal, onları görünce inledi. Ve sonra kendisine hakim olmayarak bir
kahkaha attı, gözleri yaşarana kadar güldü. Ne beceriksiz bir kızdı bu? Allah korusun, ya
Deryal için yemek yapıyor olsaydı. Deryal’in gülüşü bir anda dondu.
“Benim için. ”diye fısıldadı. Dudaklarının arasından bir küfür çıktı. ”Lanet olsun. ”diye
bağırdı öfkeyle orta sehpanın üzerinden telefonunu alırken. Pijamalarıyla kapıyı bile açmazdı
fakat hiç düşünmeden askıda duran pardösüsünü alıp kendisini dışarıya attı. Pardösüsünü
merdivenlerde giymeye çalışırken bir yandan Burcu’yu arıyordu. Çaldı, çaldı, çaldı ama açan
olmadı. Deryal, tekrar denedi. Yine açılmadı. Ve tekrar. Bu defa hat meşgule düştü.
Deryal, bina kapısından çıktığında küfür etmeye başlamıştı. Burcu, sabahları kahvaltı
yapmayı sevmiyordu. Büyük ihtimalle hazırlamayı da sevmiyordu. Neden sevmediği belliydi
gerçi ama Deryal için uğraş vermişti. Kahvaltıyı onun için hazırlıyordu. O kadar bağıracak ne
vardı ki? Deryal’in gözleri işlek caddede, koşuşturan insanların üzerinde, hatta çift yönlü
yolun kenarlarında bulunan ve rüzgarın şiddetiyle kurumuş dalları savrulan ağaçların
gövdelerinde bile gezindi. Yeni hareket eden her taksinin içine göz gezdirdi.
“Lanet olsun!”dedi bir kez daha. Kaçıncı kere bu sözü kullandığını bilmiyordu. Aptaldı.
Kesinlikle aptaldı. Tam bir hayvan gibi davranmıştı. Burcu, çoktan gitmişti. Deryal, beyaz
montlu kırgın kızı göremeyeceğini anladığında duvara sıkı bir kafa atmamak için kendisini
zor zapt etmişti. Geriye döndü, telefon hala elinde Burcu’nun numarasını arıyor ve genç kız
meşgule düşürüyordu hattı. Deryal, telefonu kulağından düşürmeden tekrar dairesine döndü.
Mutfağa gitti, kömüre dönmüş sucuklardan ceza olarak bir tane yedi. Telefon hala
kulağındaydı. Midesi bulandığında bir bardak su içti ve mutfağı temizlemeye başladı. Burcu
hala meşgule alıyordu.
Deryal, bir an mutfağın ortasında, telefon omzu ve kulağı arasında sıkışmış, kulağı hattın
meşgul olduğunu bildiren sesle dolarken, ellerinde tabaklar öylece durdu. Burcu, gece
yağmurun altında yürüyerek gelmişti. Bir taksiye de binebilirdi. Bu sıralar çalışmadığını da
belirtmişti. Deryal, bir kez daha küfür etti. Geriye yürüyerek dönmek zorunda kalmış olabilir
miydi?

*****



Fan Sayfası : Tıklayın :)



Yazarın Diğer Hikayeleri...


S. S. ATICI – LEONARD
Tür: Tarihi - Macera - Aşk
Konusu: 

Zamanın ne getireceği belli olmaz. Lena da Bilmiyordu. Belki de sadece tahmin ediyor ama Umursamıyordu.
O, kimse gibi değildi, kimse de onun gibi olamazdı.
İNTİKAM YEMİNİ ETMİŞ BİR GENÇ KIZ...
Tüm kabilesini katlettiklerinde, onu ayakta tutan İntikam yeminini yerine getirmek için kimsenin aklına Gelmeyecek bir şey yaptı. Yanında sadece tek bir Kişi vardı ama o arkasına bir ordu katmak istiyordu.
YAKIŞIKLI BİR KOMUTAN...
Karşısına güçlü, yakışıklı ve nazik komutan Alec çıktığında aklında aşık olmak da yoktu.
Alec'e olan aşkı, onun intikam ateşinin önüne geçecek miydi? Peki ya Alec bu konuda ne düşüyordu?
Lena tam bir karmaşanın içindeydi ve kalbi hangi yönden kırılacağını şaşırmış gibiydi.

İndirme Linki: http://www.mediafire.com/?6t6f532sa4cabu7




S. S. ATICI – BEN İYİ BİR KIZDIM
Tür: Dram - Macera - Aşk
Konusu:

Hayat bazen çok fazla tozpembe gelir insana. Elif’e de öyle geliyordu. Hayallerinde çok şey vardı. Hayat onun için birçok güzel hediye sunmuştu. Mutlu bir kızdı. Güzel bir kızdı. İyi bir kızdı ya da öyle olduğunu sanıyordu.

Ta ki ‘onunla’ tanışana kadar!
Bazı şeyleri öğrenmek için tecrübe etmesi gerektiğini
Daha sonra öğrendi. Mesela hayatın sandığı gibi bir yer olmadığını. Ya da insanların bildikleri insan Olmadıklarını. Kabuğunun dışına çıktığında her söylenen sözün doğru olmadığını da çok geç öğrendi… O, İYİ BİR KIZDI… HAYALLERİ VARDI…
ÖNSÖZ:
Aslında tamamen farklı bir amaçla yazmaya başlamıştım. Fakat ben daha ne olduğunu anlamadan satırlar kayıp gitti. Daha sonra uçuk hayal gücüm devreye girdi sabaha kadar bilgisayarın başında oturduğumu, hiç durmadan yazdığımı hatırlıyorum ve sonra bu hikaye ortaya çıktı.
Yayımlanacağını hiç düşünmeden yazılmış bir hikâye. Ve tabii ki her zamanki gibi yazarken yanımda olan ve beni destekleyen dostlarıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bunun kitap olması için uğraşan ve gecelerini bana ve hikâyeye ayıran Tuba’ma da ayrıca teşekkür ediyorum.
Umarım satırlarda aradığınızı bulabilirsiniz… Fakat unutmayalım bu bir aşk hikâyesi değil!

İndirme Linki: http://www.mediafire.com/?hzw1n7j9woscvg1




S. S. ATICI – NEDEN?
Tür: Dram - Aşk
Konusu:
Geçmişin gölgesi tekrar üzerine düşen Aylin, hayaletinden kurtulduğunda ya da kendisini öyle avuttuğunda hayatı yeniden tepetaklak olmuştu... Aklı ve kalbi ayrı yollara düştüğünde
karar vermek hayatının en zor kararı olmuştu.
Bir tarafta, ona her şeyini vermiş, deli gibi aşık olan ama sırlarla dolu Sertaç...
Diğer tarafta, kalbindeki en ağır yük olan Anıl...
Aylin için hayat tam bir karmaşaydı... 

Güneş onun için de doğacak mıydı? Ya da Aylin'in mutluluğu bir başka dünyaya mı kalmıştı?

İndirme Linki: http://www.mediafire.com/?pt1pvtzeln11zso




S. S. ATICI – HAYALDEN GERÇEĞE

Konusu:
Hayattan tamamen vazgeçmiş bir adam olan Evren, zil zurna sarhoş yatağına gider. Ve o da ne? Yatağında onu kızıl bir hayal karşılar… Güzel hayal, Evren’in hoşuna gider, birbirlerine sarılırlar…

Evren sabah kıçına yediği tekmeyle gözlerini açar ve neye uğradığını şaşırır… Kızıl hayal birden gerçek olmuştur ve oldukça öfkelidir… Birbirlerinden o anda nefret ederler. Çevrelerini saran bu öfke bulutunun içinde kaybolmuş, yollarını ellerini birbirine kenetleyerek bulacaklarından ikisinin de haberi yoktur.
Ama kader, Pelin ve Evren için sadece güzel şeyler hazırlamamıştır elbette…

BAZEN MUTLULUK İÇİN ZORLU SINAVLARI AŞMAK GEREKİR…
ÖNSÖZ

Yazı yazmak benim için kendimi bulmak belki de. Yazarken huzur buluyorum. Kendimi dünyadan soyutlaştırıyor ve kendi yarattığım dünyaya giriyorum. Kendi yarattığım bu evrende yanımda yürüyen ve takılıp kaldığım yerlerde elini omzumda hissettiğim dostlarıma sonsuz teşekkürler…
Yazmaya ilk başladığım zamanlarda yazdığım bir hikâye, bilgisayarımın azizliğine uğrayıp hikâyenin yarısını kaybetmiştim ama azmettim ve tekrar yazdım… Yine yayımlanacağını düşünmeden kendimce karaladığım satırlar… Tuba’m sağ olsun! Yine kitaplaştırdı ve okurların beğenisine sundu…

Keyifli okumalar! S.S. ATICI


İndirme Linki: http://www.mediafire.com/?ldugilx56ucjhgd




S. S. ATICI – TOPLAMA KAMPI

Konusu:
KALBİ BUZ TUTMUŞ BİR SAVAŞÇI…
Melanie, hayatına tekrar yön vermek isterken onu zorla bir savaşa sokmak isteyen Hermes tarafından esir alınıyor. Kendisini, savaşçılarını ve çocuklarını kurtarmak için savaşı kabul etmek zorunda. Ama bu onun da planları olmadığı anlamına gelmiyor!

YAKIŞIKLI BİR PRENS…
Ve planlarının içinde yakışıklı, ukala, çekici ve bunu kullanmasını çok iyi başarabilen, sözleri kafa karıştırıcı, alaycı ve gizemli bir prensi de dahil etmek zorunda. Ona ihtiyacı var ve ona ihtiyaç duymaktan nefret ediyor. Buz tuttuğu sandığı kalbinin çatırdamaya başladığını anladığında dehşete düşüyor.

BİRİ ATEŞ, DİĞERİ BUZ… HANGİSİ SAĞ ÇIKACAK?

İndirme Linki:  http://www.mediafire.com/?bvz45v8n2ldt8mu




S. S. ATICI – AV

Konusu:
AŞK İNSANA NELER GETİREBİLİR?

BELKİ DE ÇOK ŞEY…

Lilian, aşkı tanıdığını sandığında çok masum, çok saf, çok küçük ve çok kırılgandı. Masumiyetini sorgusuzca aşkına verdiğinde geleceğin onun için siyaha büründüğünü bilemezdi. Bekaretini alan Paulo Smith’i beklerken onun evlilik haberiyle karşılaştığında bir daha asla evlenemeyeceğini kabullenip kendisini halkına adadı.

FAKAT TANRI'NIN ONUN İÇİN FARKLI PLANLARI VARDI...
Babasının onu halkın çıkarları uğruna Delf Bozkırı’nın lideri Iron’la evlendirmek istediğini öğrendiğinde Lilian için yapılabilecek fazla bir şey kalmamıştı. Sanıldığı kadar masum olmadığı anlaşıldığında infazına kararı verildi ve o andan sonra Azrail Lilian’ın gölgesi oldu.

Iron, en iyi savaşçısı ve sadık askeri Rick’i Lilian’ı saklandığı yerden almak için görevlendirdi. Acımasız, soğukkanlı savaşçı Rick, onu bulup Iron’a teslim etmek için yola koyuldu. Fakat ters giden bir şeyler vardı… Lilian, kusursuz denecek kadar güzel, kanını damarlarında donduracak kadar çekiciydi…

KİM AV? KİM AVCI?


İndirme Linki:  http://www.mediafire.com/?kquv67uw73iq46k






6 yorum:

  1. Mükemmel bir yazar. Bizden biri. :)

    YanıtlaSil
  2. Ya Kimliksiz'i pek beğenmedim. Bana hitap etmiyordu. Ama sayende şu AV'ı gördüm. Ve dün akşam şöyle bir bakayım dedim. Fecii sardı beni. Çok sağ ol. =))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her şey Kitaplar ve Kitap Severler için. Tarzına uygun birşey bulmana sevindim :). Leonard adlı hikaye de hoşuna gidebilir incelemeni tavsiye ederim, İlk başlarda pek bişi anlamadım ama sonraları baya bir sardı güzel hikayeydi .. Neden adlı hikaye ise beni şimdiye kadar ağlamadığım kadar ağlatan ilk kitap oldu:)

      Sil
  3. Kimliksizin indirme linkini göremedimde.Acaba yok mu? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vardı fakat yazarımız linki kaldırdı ve bazı düzenlemeler yapılacağını belirtti :) Bende umarım Kitap Baskısı olarak hazırlanıyordur diye ümid etmekle yetiniyorum şimdilik.

      Sil

Yorum yazan parmaklarınız Dert Görmesin :)