Slayt


Fatih Murat Arsal Kara Gönül Çelen ZORAKİ KOCA ŞAHANE GELİN & FATİH MURAT ARSAL Harlequin Kasım Ayı Kitapları Karanlığın Efendileri Fatih Murat Arsal BENİ BIRAKMA

18 Eylül 2013 Çarşamba

Yaz Aşkı - Erkan Akliman

Selam Kitap Dostları :)
Bu gün size YAZ AŞKI isimli bir E-Kitap dan bahsedicem.




Bir çok kitap kurdu dokunarak, kokusunu içine çekerek okumayı sever kitaplarını fakat
Kitap dünyasında bir çok özgün hikayeler yazan ve hiç bir yayın evinden henüz kitapları çıkmamış
bir çok Yetenekli yazar var -
ve E-Kitap okumayı bize işte onlar sevdiriyor :)
ve Bana da sevdirdiler.
Erkan Akliman - Yaz Aşkı.  Bu hikayeyi yine tesadüfen amatör hikaye arayışlarım esnasında
Yazarın kendi kişisel sayfasında buldum giriş bölümünü okudum ve merak uyandırdı hikayenin tamamını Bölüm bölüm üşenmedim ve Word dosyasına kaydedip PDF çevirdim ve okumaya başladım :)

Karakterlerin bol diyaloğunu içeren hikayeleri sevmişimdir hep ama bu hikayenin neredeyse tamamı karakterlerin diyaloğu ile akıp gidiyor  ve sizede bu garantiyi veriyorum %99 ( %1 yanılma payım olsun herzaman :d ) Benim gibi hikayenin başından sonuna kadar ağzınız kulaklarınızda hatta yeryer kahkaha atarak okuyacaksınız ... İnanın kitap okuma aşkımın patlak verdiği bu son 2 yılda 100 kadar kitap okudum kiminde tebessüm ettim kiminde kahkaha attım fakat hiç birinde bukadar gülmedim, eğlenmedim bu hikaye kadar beni güldürecek başka bir hikaye daha olacağınıda hiç sanmıyorum. 

Tabi yeryer duygulanacaksınız da belki birkaç damla göz yaşıda süzülecek gözlerinizden ..




Hikayemizin baş karakterleri Murat & Aylin :)... Aylin agresif ama bir o kadar da vicdanlı...
Muratla karşılaştığı ilk dakikaya kadar Lanet eder fakat  kaderin kurnaz ve muzip bir oyunu ile Muratla atıldığı maceradan geri dönüşü de olmaz ...

Herşey Bir Uçak Yolculuğu İle Başladı...

Yaz Aşkı : Bölüm 1
Vivaldi, günümüzde yaşamış olsaydı, Dört Mevsimi
bestelemesi mümkün olmayabilirdi. Küresel ısınmadan sebep mevsimler, mevsimsel
özelliklerini yitirdi. Eskiden, her şey mevsiminde üretilir ve tüketilirdi. Ama
günümüzde, hemen hemen her şey sera ortamında üretilip biz tüketicilere
sunulmakta. Peki lezzetli mi? Tabi ki hayır! Bu sene, malumunuz bahar mevsimini
yaşayamadık. Havaların soğuk olmasından dolayı, genç aşıklar kapalı mekanları,
sera mahsülleri gibi doldurdu. Açık mekanları tercih edenler de, hastalanıp,
salya sümük evlerinde yatmakta. Bunun içindir ki, aşk için en uygun mevsim yaz
mevsimdir(!). Aylardan Haziran…
Aylin: Ünlü bir markanın, satış temsilcisi olarak çalışmakta.
Ailesinden ayrı yaşıyor. Uzun zamandır hayatında hiç kimse yok. Hoş olsa da bu
uzun ömürlü bir ilişki olmuyor. Tüm hayatı planlı programlı… Onun kitabında
“Belki, olabilir, bakarız, belli olmaz, bir ara yaparız” gibi
yuvarlatılmış kelimeler topluğu yazılı değil. Herşey kati. Bu kelimeleri
kullanan şahsın da, katli vacip. Bu sebepten olsa gerek, en uzun ilişkisi bir
ay sürmüş ya da o kadar bile değil. Aylin, çalıştığı firmanın en gözde
personeli. Tüm toplantı ve seminerlerin bir numaralı adayı. Kısa bir zaman
diliminde de terfi beklemekte. Yine kronik eğitim seminerlerinden birine
katılmak için havalimanda. Dış hatlar terminalinin 113 numaralı kapısının hemen
yanı başındaki kafede kahvesini yudumlamakta… Ankara – Roma seferini yapacak
uçağın körüğe yanaşmasıyla diğer yolcular ile birlikte tek sıra halinde 113 nolu
kapıdan geçip, uçaktaki yerini aldı.
Aylin, 9A numaralı koltuğunda, kemerini bağlamış
vaziyette uçağın kalkmasını beklemekte.
5 dk… Halen beklemekte… 10 dk… Halen beklemekte!
15 dk… Aylin daha fazla dayanamaz o anda yanında geçmekte olan hostese seslenir:
Aylin: Afedersiniz! Daha ne kadar bekleyeceğiz?
Hostes: 9B numaralı koltuğun sahibini bekliyoruz.
Kendileri son kontrol noktasında bir problem yaşamış.10 dakika içinde havalanmış oluruz.
Aylin: Teşekkür ederim…
Murat: Özel bir üniversitenin Sanat Tarihi bölümünden mezun.
Keyfine fazlasıyla düşkün. Söz konusu zevkleri olunca gözü başka hiç bir şey görmez.
Zorluğa gelemeyişinden dolayı girdiği hiçbir işte tutunamamış.
Masa başı bir iş onun doğasına aykırı. Hiçbir zaman düzenin adamı olmamış.
Ne zaman nerede ne yapacağı asla belli değil. Hayattan somut manada hiçbir beklentisi yok.
Kendisini “Modern Evliya Çelebi” olarak adlandırmakta.
Ama yakın çevresi için, boş gezenin boş kalfası. Baba parası sayesinde, tüm dünyayı gezmekte…
Türkiye sınırları içersinde değil sevgilisi normal bir arkadaşı bile yok.Yurt dışındaysa, gündelik ilişkilerle
aşk hayatını(!) idame ettirmekte…
Hostes: Buyrun Efendim. Sizi hemen yerinize alalım, yeterince geciktik.
Murat: Arkadaşlar, hepinizden özür diliyorum.
Uçakta belli belirsiz bir homurdanma…
Murat: Merhaba!
Aylin: …!
Murat: Sizden de özür dilerim. Ama inanın benim hatam değildi.
Bagaj kontrolünde sorun çıkarttılar. Neymiş efendim, kutunun içinde ne varmış?
Ya bildiğimiz toprak işte. Yok adamlar laf anlamıyorlar.
Aylin: İnanın ben de dediklerinizden hiç bir şey anlamıyorum.Eğer müsaade ederseniz kitabımı okumak istiyorum.
Murat: Özür dilerim! Sustum.
Murat: O kitabı ben de okumuştum. Finalde, Mary ile Edward birlikte oluyorlar. Taa en başından beri aralarında gizli bir aşk varmış meğerse.
Aylin: Beyefendi, bravo! Alkışlıyorum! Ya kardeşim bela mısın?
Sorduk mu sana kitabı okudun mu okumadın mı diye? Önsöz dahil 223
sayfalık kitabı 47. sayfasında öldürdünüz. Lütfen muhattap olmayın benimle.
Murat: Çok afedersiniz. Bir an kitabı görünce heyecanlandım.
Özür dilerim. Size kendimi nasıl affettirebilirim? Lütfen bir şey söyleyin?
Aylin: Susmanız benim için yeterli.
Eğer, bu şekilde konuşmaya devam edecekseniz sizi şikayet edeceğim,
mümkünse koltuğunuzun değiştirilmesini talep edeceğim.
9C ve 9D boş beyefendi. Dip dibe oturmamıza gerek yok.
Murat: Olmaz! Ben kaderci adamım. Düşünsenize uçak düştü ve sadece ben kurtuldum.
Ya da ben öldüm. Kesinlikle olmaz!
Aylin: Çattık yaa! O zaman benimle konuşmayınız. Rica ediyorum!
Murat:Tamam, tamam. 20 dakika sonra servis başlar.
Hostes: Tekrar hoş geldiniz. Siparişinizi alabilir miyim?
Murat: Ben kahve istiyorum. Yanında da şu küçük kurabiyelerden.
Hostes: Hanımefendi siz ne alırdınız?
Aylin: Su. Sadece su istiyorum.
Murat: Kurabiyelerden yemelisiniz! Çok lezz..! Tamam, sustum.
*******************

Aylin: Beyefendi nasıl görünmüyor. 2 hafta öncesinden intertten rezervasyonumu yaptırmıştım.
Resepsiyonist: Çok özür dilerim. Sizin için yapabileceğim hiç bir şey yok.
Dilerseniz diğer otellere ait telefon numaralarını verebilirim.
Aylin, türkçe en okkalı küfürünü savururken,
Murat hemen ensesinde olup biteni sessizce izlemektedir.
Aylin: mınıza koyayım! Ben napacam şimdi? Off…
Murat: Merhaba!
Aylin, bir anda irkilir ve kocaman ağzını açarak arkasına döner. Muratı karşısında görünce şaşkınlığı dahada artar.
Aylin: Siz..! Yemin ediyorum polisi arayacağım.
Utanmadan beni takip mi ettiniz?
Murat: Merhaba, her zamanki odam hazır mı acaba?
Resepsiyon görevlisi, kırk yıllık dost edasıyla
Resepsiyonist: Murat Bey, uzun zamandır yoktunuz. Özlettiniz kendinizi. Evet, her zamanki odanız hazır. Buyurun, anahtarınız. Hanımefendi arkadaşınız mı?
Murat: Evet, arkadaşım. Gerçekten oda konusunda bir şeyler ayarlayamaz mısınız?
Resepsiyonist: Murat Bey, gerçekten hiç boş odamız yok.Sizinde bildiğiniz gibi kaldığınız oda iki kişilik. Sadece sizin odanızda boş yatak var.
Murat: Duydunuz adını dahi bilmediğim Asabi Hanım!
Aylin: Özür dilerim, şey sanmıştım… Ben ne yapacağım şimdi?
Murat: Eğer kabul ederseniz, aynı odayı paylaşabiliriz.
Aylin: Yok daha neler..!

*******************
Aylin: Ee şimdi ne olacak?
Murat: Senden bir iyilik yapmanı isteyeceğim. Eğer kabul etmezsen anlayışla karşılayacağım.
Aylin: Neymiş bu iyilik?
Murat: Önce şu sorularıma cevap ver. Sen kaç gün daha buralardasın?
Aylin: Bir hafta daha buralardayım. Üç gün seminer geri kalan dört gün de tatil
yapmayı düşünüyorum.
Murat: Ehliyetin var mı?
Aylin: Evet var.
Murat: Çok güzel. Üç gün sonra beni hastaneden çıkartmanı ve benimle Fransa’ya ardından İspanya’ya gelmeni istiyorum. Daha doğrusu şoförlüğümü sen yapacaksın.
Aylin yine o aynı alaycı bakışla…
Aylin: Ne? Sen çıldırmış olmalısın. Bacağın ve kolun kırık ve seninle Fransa’ya, İspanya’ya gelmemi istiyorsun. Kusura bakma ama sen kafayı cidden sıyırmışsın.
Murat: Sen sadece araba kullanacaksın. Çok değil 3 gün sürecek bu yolculuğumuz.
Aylin: Hayır.
Murat: Bana borçlusun.
************************

Ve çılgın 3 günlük macera işte böylece başlar ve ve başlarına gelenler ise en çılgın komdei filmlerinde rastlanacak tarzda olaylardır. ve bu zorunlu gezinin ardında yatan Muratın geçmişiyle alakalı sırlar yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başlar ve Aylini karma karışık duyguların eşiğindedir artık.


Bu hikayede en sevdiğim detaylardan biri ise  hikaye satırları aralarına serpiştirilen Müzikler oldu
O anki atmosfere ve olayların akışına uygun okadar hoş şarkılar serpiştirmişki Erkan Akliman kendinizi iyice hikayenin içinde kaybolmuş buluyor hatta onların gezdiği şehirleri sanki siz gezmişsiniz gibi zihninize işliyor bu detaylar. Blüm aralarında denk geldiğiniz Fizyy Linklerini Mutlaka hemen açın ve hikayeyi okumaya devam ederken dinleyin. Şarkılardan en çok beğendiğim ise Patricia Kaas - If You Go Away  oldu, o anki duygu yüklü ortama okadar uygunduki gözlerim doldu.


Hikayeyi indirmek için Tıklayın :)


Erkan AkLiman kişisel sayfası : http://www.kafiyesiz.com/

Burada birkaç kısa hikaye tadında yazısı daha var göz atabilirsiniz. Malesef Yaz Aşkı hariç başka hikayesi yok. Umarız yeni hikayeler yazmaya karar verir :).


NOT: Hikayeyi kime tavsiye ettimse çok beğendi . Lütfen, okuyanlar yorumlarını belirtirse sevinirim :) ...
Hikayeyi Nasıl bulduğunuzu öğrenmek beni de memnun eder.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yazan parmaklarınız Dert Görmesin :)